İçindekiler:
- Yerebatan Sarnıcı hikayesi nedir?
- Yerebatan Sarnıcı'nda ne var?
- Yerebatan Sarnıcı Hangi Bakanlığa Bağlı?
- Sarnıç kuyusu nedir?
- Su biriktirmek amacıyla genellikle toprak altına inşa edilmiş yapılara ne ad verilir?
- Yerebatan Sarnıcı hangi yıllar arasında anıt müze olarak hizmete girmiştir?
Yerebatan Sarnıcı hikayesi nedir?
Bizans İmparatoru I. Justinianus (527-565) tarafından yaptırılan bu büyük yeraltı
sarnıcı, suyun içinden yükselen ve sayısız gibi görülen mermer sütunlar sebebiyle halk arasında “
Yerebatan Sarayı” olarak isimlendirilmiştir.
Sarnıcın bulunduğu yerde daha önce bir Bazilika bulunduğundan, Bazilika
Sarnıcı olarak da anılır.
Yerebatan Sarnıcı'nda ne var?
Sarnıcın içerisinde 80.000 metreküp su bulunuyor.
Sarnıcın üst kısmı kapalı olup bu kısımda 12 sıra halinde dörder metre aralıklarla dizilen 336 sütun yer alıyor.
Sarnıcın kuzeybatı köşesinde yer alan iki sütun, altında kaide olarak yapılan iki Medusa başıyla Roma Dönemi'nin heykeltıraşlık sanatına da örnek gösterilir.
Yerebatan Sarnıcı Hangi Bakanlığa Bağlı?
Yerebatan Sarnıcı, Kültür Bakanlığı'na
bağlı değil bu nedenle Müzekart burada geçmiyor.
Sarnıç kuyusu nedir?
Sarnıçlar genellikle su depolamak üzere kazılan çukurun duvarları taş veya tuğlayla örülerek ve Horasan harcı gibi su geçirmez bir sıvayla yalıtılarak yahut tamamı kayalara oyularak yapılırdı. Milâttan önce I. binyıldan itibaren bu ikinci tip sarnıçlar yaygın hale gelmiştir.
Su biriktirmek amacıyla genellikle toprak altına inşa edilmiş yapılara ne ad verilir?
Yeraltında, yerüstünde veya kısmen yerüstünde olan sarnıç
yapıları; yağmur
su- larının toplanıp,
biriktirilmesi amacıyla taş malzemeden yapılan
su depolama alanlarıdır. ... Sarnıçlar, yağmur sularını
biriktirmek için
genellikle top- rak
altına yapılan, duvarları özel harçlarla sıvalı,
su de- polarıdır.
Yerebatan Sarnıcı hangi yıllar arasında anıt müze olarak hizmete girmiştir?
Ahmet döneminde 1725'li
yıllarda Mimar Kayserili Mehmet Ağa tarafından yapılmış, ikinci onarım ise II. Abdülhamid döneminde (1876-1909) yapılmıştır. Ayasofya ile birlikte 1930'lu
yıllarda müze olarak hizmete açılan
sarnıç sonraki
yıllarda üzerindeki yapılaşma ve trafik nedeniyle zarar görmüştür.