Ahkam defteri ne demek?

İçindekiler:

  1. Ahkam defteri ne demek?
  2. Osmanlı'da hükümlerin kaydedildiği defterin adı nedir?
  3. Mühimme defterlerini kim yazar?
  4. Ruznamçe i kim yazar?
  5. Tahrir Defteri ne demek?
  6. Osmanlı Devletinde Kadı askerlik kurumunun ilk temsilcisi kimdir?

Ahkam defteri ne demek?

Ahkâm, hükmün çoğulu olup burada "padişah buyruğu" anlamına gelmektedir. Bunların bir suretlerinin toplandığı defterlere defâtir-i umûr-ı mühimme, ahkâm-ı mühimme veya kısaca mühimme adı verilirdi. ... Defterdarlıktan çıkan ahkâmın toplandığı defterlere ise ahkâm-ı mâliye denilirdi.

Osmanlı'da hükümlerin kaydedildiği defterin adı nedir?

Böylece, yaklaşık olarak XVIII. yüzyılın ikinci yarısından itibaren, Divân-ı Hümayun'da, halkın şikâyetlerinin görüşülmesinden sonra alınan kararların birer suretinin farklı bölgelere ait defterlere kaydedilmesiyle Ahkâm Defterleri meydana gelmiştir.

Mühimme defterlerini kim yazar?

Osmanlı Devletinde mühimme defterlerini Kalemiye sınıfının en üst yöneticisi olan nişancılar tutardı. Ferman ve beratlara tuğra çekmekle görevli olan nişancılar, 15. yüzyıldan itibaren mühimme defterini yazmakla görevlendirilmiştir. Bu defterlerin denetiminden ise defterdarlar sorumludur.

Ruznamçe i kim yazar?

Osmanlı Devleti ilmiye kurumu ve bu kurumun işleyişi için ana kaynakların başında Kazasker Rûznâmçe defterleri gelmektedir. Rûz, Farsça gün, nâmçe ise defter anlamında olup rûznamçe bir çeşit günlük olarak adlandırılabilir.

Tahrir Defteri ne demek?

Sözlükte “yazma, kaydetme, deftere geçirme” anlamına gelen tahrîr kelimesi terim olarak, Osmanlı maliye teşkilâtında vergilerin ve bu vergileri verenlerin ismen tesbiti için değişik dönemlerde farklı şehirlerde gerçekleştirilen sayımları ve bu sayımların kaydedildiği defterleri ifade eder.

Osmanlı Devletinde Kadı askerlik kurumunun ilk temsilcisi kimdir?

İlk defa Abbasiler zamanında ortaya çıkağına yukarıda işaret edilen ve İslam hukuk tarihi açısından büyük önem taşıyan kadılkudatlık başlangıçta sadece bir ünvan olarak Bağdad kadısı Ebû Yusuf (ö. 182/798)[6] tarafından kullanılmıştır[7].