Gaygubet Evi ne demek?

İçindekiler:

  1. Gaygubet Evi ne demek?
  2. Gaybubet kelimesinin anlamı nedir?
  3. Gaybubet ne demek hukuk?
  4. Fetö Gaybubet evi nedir?
  5. Fetö nün Gaybubet evleri nedir?
  6. Gaybubet izni ne demek?
  7. Mutad vakti ne demek?
  8. Mutat ne demek TDK?
  9. Alüde ne demek?
  10. Mutad olarak ne demek?
  11. Mutat ne demek din?
  12. Âlûde ne demek Osmanlıca?
  13. Alude i ne demek?
  14. Mutat kullanım ne demek?
  15. Alude i zulmet ne demek?
  16. Izale etmek ne demek?
  17. Nâ gâh ne demek?

Gaygubet Evi ne demek?

GAYBUBET EVLERİ NE DEMEK? FETÖ operasyonlarında ise gaybubet evler 'güvenli ev' manasına geliyor. Türk Dil Kurumu (TDK) sözlüğünde gaybubet 'bulunmayış, yokluk' olarak açıklanıyor.

Gaybubet kelimesinin anlamı nedir?

Gaybubet sözlük anlamı 'Yok olma, bulunmama durumu' anlamına geliyor. FETÖ operasyonlarında ise gaybubet evler 'güvenli ev' manasına geliyor. Türk Dil Kurumu sözlüğünde Gaybubet 'bulunmayış, yokluk' olarak açıklanıyor.

Gaybubet ne demek hukuk?

Gaybubet; Arapça kökenli bir sözcük olup, yokluk, bulunmayış anlamına gelmektedir. Vergi mükellefi, vergi sorumlusu veya ceza muhatabı çeşitli nedenlerle (salgın hastalık, karantina, genel grev, lokavt, mecburi askerlik, yurtiçine girememe vb.)

Fetö Gaybubet evi nedir?

GAYBUBET EVLERİ NE DEMEK FETÖ operasyonlarında ise gaybubet evler 'güvenli ev' manasına geliyor. Türk Dil Kurumu (TDK) sözlüğünde gaybubet 'bulunmayış, yokluk' olarak açıklanıyor.

Fetö nün Gaybubet evleri nedir?

GAYBUBET EVLERİ NE DEMEK FETÖ operasyonlarında ise gaybubet evler 'güvenli ev' manasına geliyor. Türk Dil Kurumu (TDK) sözlüğünde gaybubet 'bulunmayış, yokluk' olarak açıklanıyor.

Gaybubet izni ne demek?

3 – Mecburi gaybubetler, Sözlük anlamı, ortada bulunmama, yokluk demek olan gaybubet hali, kişinin iradesi dışında meydana gelmesi durumudur. Askere alınma, salgın hastalık nedeniyle karantina bölgesinde bulunma, yurt dışından gelememe gibi durumlar belgelenmesi halinde mücbir sebep olarak kabul edilmektedir.

Mutad vakti ne demek?

MÛTAT – MÛTAD 1. Alışkanlık hâline gelmiş, âdet edinilmiş, alışılmış, her zamanki: Günün birinde yenge mûtat ziyâretini yapmaya karar verir (Ahmet H. Tanpınar).

Mutat ne demek TDK?

sf. (mu:tat) Alışılmış, alışılan: “Halk onu okuyor ve seviyor, polis ve mürteci çevreler ise ona kin besliyor ve mutat vasıtalarla tasfiye etmeye çalışıyorlardı.” -N. Hikmet.

Alüde ne demek?

ÂLÛDE. 1. Bulaşmış, bulaşan: “Âlûde-i hun.” “Âlûde-i cürm.” Kevn başına bir hil'at-ı dîbâ verir ammâ / Dâmânını âlûde-i hûn-ı ciger eyler (Nef'î).

Mutad olarak ne demek?

mutad / mûtad Âdet olunmuş, alışılmış.

Mutat ne demek din?

MÛTAT – MÛTAD 1. Alışkanlık hâline gelmiş, âdet edinilmiş, alışılmış, her zamanki: Günün birinde yenge mûtat ziyâretini yapmaya karar verir (Ahmet H. ... Alışılmış, âdet edinilmiş şey, alışkanlık, âdet: İncinilmez bülbül-i şeydâya mu'tâdı budur.

Âlûde ne demek Osmanlıca?

alude / âlûde / آلوده Bulaşmış, karışmış.

Alude i ne demek?

ÂLÛDE. 1. Bulaşmış, bulaşan: “Âlûde-i hun.” “Âlûde-i cürm.” Kevn başına bir hil'at-ı dîbâ verir ammâ / Dâmânını âlûde-i hûn-ı ciger eyler (Nef'î). Niçin âlûde-i zehr-i kederdir ibtisâmâtım (Cenap Şahâbeddin).

Mutat kullanım ne demek?

Mutat kelimesi aynı zamanda mutat kullanım şeklinde kelime grubu üzerinden de değerlendirilmektedir. Bu doğrultuda alışılmış alışılan bir durumun devamlı hale gelmesi ve kullanılması olarak ifade edilebilir.

Alude i zulmet ne demek?

1. Karıştırıp duruluğunu, berraklığını, saflığını bozmak: “Suyu bulandırmak.” Yok, bulandırmasın âlûde-i zulmet bu nazar / Rûh-ı ma'sûmunu ey mâi deniz (Tevfik Fikret). 2. (Mîde için) Kusacak duruma getirmek, bulantı vermek.

Izale etmek ne demek?

İZÂLE. (ﺍﺯﺍﻟﻪ) i. (Ar. zevāl “helâk olmak, gitmek”ten izāle) Giderme, yok etme, ortadan kaldırma: Gönlümde hâsıl olacak nefret tabiatiyle meylimi izâleye kâfîdir (Nâmık Kemal).

Nâ gâh ne demek?

1. Zamansız, vakitsiz. 2. zf. Ansızın, birdenbire, nâgehan: Hiç ummadığın yerde / Nâgâh açılır perde / Dermân erişir derde / Mevlâ görelim neyler / Neylerse güzel eyler (Erzurumlu İbrâhim Hakkı).